📍İktidar ilişkileri içinde böylesine çürümüş, kişilikleri yıkılmış, mahvolmuş insanların bile, yüreklerinde dürüst, onurlu kıvılcımlar çakıyor ve zaman zaman bunlar su yüzüne çıkarak, dünya yüzündeki maceramızın temel direğini ortaya koyuyor. Ne kadar karanlığa batsa da, insan yüreğinde bir temizlik ve bir cevher var. Bu yüzden ben buna "Karanlıkla aydınlık arasında bir roman" diyorum. Zülfü LivaneliBu kitabın yorumunu nasıl yapacağımı bilemiyorum.En iyisi yazarının kitabıyla ilgili bu nokta atışı cümleleriyle konuya gireyim :) Muhteşem bir üslupla yazılmış bir roman, benim sıradan kalemimle nasıl yorumlanır. Ya da sadece ne hissettiğimi mi yazsam diye de düşünmedim değil. Neyse deneyelim bakalım :)
Merhaba sevgili dostlar🌷. Biliyor musunuz , 1996 yılında basılmış bu kitap. 21 sene sonra okumuş bulunuyorum. İyi ki okumuşum.Biraz konusuna değineyim:
Osmanlı dönemine gidiyoruz ve bir Harem Ağası'nın penceresinden izliyoruz olayları. Burada psikolojik bir süreç romanlaştırılıyor ve kurgunun içine sürekli olarak bir kölenin efendisine itaati yani kayıtsız şartsız otoriteye itaat duygusunu inceleme şansımız oluyor.
Harem Ağası çocukluk döneminde Habeşistandan getiriliyor ve hadım ediliyor. Korkunç bir hadım işleminden sonra ayakta kalabilmeyi başarmış nadir çocuklardan biri olarak sarayda yerini alıyor.
Ve nasıl birşeyse artık padişahı sanki ilahlaştırırcasına efendisi gibi hissediyor.. Büyük bir adanış..
Padişah ise çocukken gözünün önünde boğulan kardeşlerinin ve sıra kendisine gelecek korkusuyla bekleyişinin travmasıyla yaşayan zalim birine dönüyor.
Valide Sultan da Sarayın içinde ayakta kalabilmek için mücadele vermiş ve entrikalı hayatlardan nasibini alarak zalim bir kadına dönüşmüştür.
Bir ayaklanma olur ve padişah zindana atılır....
Harem Ağası geçmişten ve andan anlatmaya başlar ve roman başlar..Arada hesaplaşmalar, iç hesaplaşmalar ve sorgulamalar olur. Aşklar da vardır elbette. Hafif doz, hiç rahatsız etmeyen , üslubunca erotizm de serpiştirilmiştir..Karakalem resimler de kitaba ayrı bir güzellik katmış.
Kitabın sonunda Livaneli ile bir röportaj yapılmış. Bunu çok sevdim. Şimdi düşünün bu röportaj yapılmasaydı yazar şunu yapmak istedi vs. gibi bir sürü teori ortaya atacaktık. Mesela diyor ki ; bu bir tarihi roman değil. Burada saray bir" dekor". Bunlar her çağda yaşanır. Diktatörler ve ezilenler , bunların psikolojik duruşları. Çok doğru.
Romanın uslubundaki o lezzetin sırrı için Livaneli şöyle diyor ;
"Ben Naimâ ve Evliya Çelebi'nin müthiş etkisi altındayım. Onların dilini tekrar yaratmaya çalıştım, hatta bazı çok güzel cümlelerini olduğu gibi aldım. Bu roman, başka bir dille yazılamazdı zaten."
Sonuç; Bir çırpıda okunan, uslubu olağanüstü, konusuyla sürekli düşündürücü, zihinsel şölen yaşatan bir kitap.
Keyifli huzurlu günleriniz olsun. Selamlar ve sevgiler ❤
Şimdiye kadar hiç Zülfü Livaneli romanı okumadım ama bunu okumak istiyorum. O zavallı Harem ağasının kendisine yapılan zalimce hadım etmeden sonra bile padişaha kul, köle oluşu bana hemen Stockholm sendromunu anımsattı. İnsanoğlu garip bir canlı, kendisine eziyet edene, işkence edene bağlanıyor çünkü korku böyle bir yöne saptırıyor. Günümüzde de ismi lazım değil kişilere küfürler, hakaretler edip sonra onun danışmanı, bakanı olanlar yok mu? Korku ve Stockholm sendromü bu.
YanıtlaSilÇok iyi bir tanıtım olmuş, eline sağlık.
Sevgiler:)
Müjdecim aynen Stocholm Sendromunu anımsatıyor. Her çağda böyle maalesef canım. Çok teşekkürler ❤
Silokuma listeme aldım hemen :)
YanıtlaSilSoslu Badem,
SilHadi bakalım listeye de aldın süper ;) Keyifle oku tatlım ❤
Zülfü Livaneli'nin ne yazık ki tek bir kitabını okudum henüz. Sade ve akıcı bir dili var. Serenad hakkında da çok güzel yorumlar okudum. Sanırım bu kitabını da okunacaklar listesine ekleyeceğim.Tanıtım için teşekkürler.
YanıtlaSilKahve Telvesi,
SilEvet canım Livanelinin kalemi,, beslendiği kaynaklar romandan romana değişen uslubuyla çok leziz, yalın ve edebi.. Ben teşekkür ederim canım ❤
Senin kitap anlatılarını seviyorum ben, masal gibi geliyor bana :)
YanıtlaSilBir arar okunacaklar listesindeydi, öne alma zamanı gelmiş. Ama ilk önce elimde sürünenleri bitirmem lazım.
Not: Blogum olduğunu hatırladım ahahahaaaa :))
Şebooooo:)
SilAyy ne güzel sözler öyle anlatılarımı sevmene çok sevindim canım ❤
Ahhaha ara ara dürteriz seni artık unutma diye :D öperim çok ❤
Daha hiç Zülfü Livaneli kitabı okumadım. Kardeşimin Öyküsü'nden iki tane vardı evde, ikisi de ben okuyamadan kaybolmuş.
YanıtlaSilHandancım ahaha senin yakışıklı delikanlılar mı kaptılar acep kitapları :) O da çok güzel bir kitaptı çok ilginçti. Umarım bulursun ;)
SilSevgiler ❤
Deryacığım, merhaba,özledim arkadaşım ne uzun zaman oldu, dilerim daha sık buluşuruz buralarda :)kitap tavsiyelerini seviyorum. öpüyorum canım çok çok sevgiler selamlar...
YanıtlaSilÖzlemcim ben de çok özledim canım. İnşallah sık sık yazarız bloglarımıza. Hep aralar giriyor, çoluk çocuk iş güç derken bloglarımızı boşlamak zorunda kalıyoruz. Allah sağlık versin yazalım bol bol ❤ öpüyorum kocamaaaan ❤
SilAramıza tekrar hoşgeldin abla, arayı bu kadar soğutma.
YanıtlaSilLivaneli hiç okumadım, daha dün arkadaşım iki kitabını hediye etti. Kısa zaman içinde yazar olan Livaneli ile tanışacağız bakalım hayırlısı
Cahil Okur,
SilNihatcım hoşbulduukk :)
Hangi kitapları hediye etti acaba . Çok şanslısın muhteşem hediye. Keyifle oku sevgiler ❤
Bu kitabını okumadım ama Zülfü Livaneli'nin yazım tarzından keyif alıyorum.
YanıtlaSilSevgili Derya kitabı çok güzel yorumlamışsın, yakın zamanda okumayı düşünüyorum.
Paylaşım için teşekkürler, sevgilerimle...
Mukaddescim evet ben de tarzını seviyorum Livaneli'nin. Çok teşekkür ederim beğenmene o kadar sevindim ki ;)
SilSevgiler ❤
Not alayim bunu belki amazonda vardir.
YanıtlaSilDeryacım al bakalım notunu , keyifli okumalar:)
Silokumadığım tek Livaneli kitabı sanırım ve konu da çok ilginç alıp okuyacağım..
YanıtlaSilAudrey,
SilEvet çok ilginç ve bambaşka leziz bir uslup. Umarım okursun bir gün;)